“Modern” sıfatının “insan” ismi önünde yer
bulması yakın bir geçmişe kadar övünülecek bir vasıf gibi görülürdü. Uzun bir alkışı hak ettiğini düşünen modernliğin
merkezindeki insan alkış bitene kadar bitap düştüğünün farkında bile değildi. Düşük
bir ihtimalle acısını çok sonra hissedecek; yüksek bir ihtimalle ise tıpkı
ilaçlarla uyuşturulmuş bir hasta gibi bu farkındalığı hiçbir zaman
yaşamayacaktı. Alkış esnasında adeta bir sanatçı edasına kapılan modern insanın
bedeninde gitgide kabuk bağlayan ama bir türlü iyileşemeyen yıllanmış yaraların
izi vardı...
Devamı İdeal Hukuk Dergisi 10. Sayısında...
Yazan: Vildan ŞİMŞEK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder